www.ttahaber.com
İman Akıldan Gelir, İnançtan Gelen İman Sahte İmandır
İbn-Rüşd’ün şu sözü düşünce ve iman dünyamı temelden değiştirdi. Bu sözün İslam dünyasını içinde bulunduğu kokuşmuşluk ve takiyyecilikten de kurtaracak bir sözdür :” Allah’ın bize akıl verip de buna zıt din göndermesi mümkün değildir.”
İslam dünyası ve müslümanların en temel çıkmazı burası, içinde bulunduğu çıkmazdan çıkacağı kapı da burasıdır: AKIL
Çok basit bir mantıkla evrene yaratılış çerçevesinde bakan bir anlayışla insanı yaratan Tanrı en önce insana akıl vermeyi tercih etmiş. Neden?
Çünkü verdiği akılla evrene bakmasını istiyor. Peki akıl verdiği halde aynı Tanrı aynı insanın dogmalara, sabit inançlara ve değişmez hükümlere inanmasını neden istesin?
Bu bir çelişki değil mi?
Bu durumda Tanrı hem akıl verip hem de aklını kullanmamasını isteyebilir mi?
İsteyemez, isteyen bir varlık varsa bu Tanrı olamaz. O halde İslam dünyasının çakılı kalmasının sebebi Tanrı değil insandır. Aklı yeniden keşfetmek gerek.
Hocalar, şeyhler, şıhlar bu durumda gereksiz ve de boş adamlardır. Cemaatler, tarikatlar hastalıklı İslam anlayışının yani takiyyecilik ve dogmacılığın ürünüdür. Tasfiye edilmeli ki gerçek iman ilerlesin. Gerçek iman akıldır. Aklını kullanmayan iman etmiş olmaz bence.
İşte cemaat, tarikat, hoca, şeyh bunlarla mücadelenin anahtarı akıldır, felsefedir, özgür düşünce ortamadır. Bu yapıları terörize ederek ortadan kaldıramazsınız. Sadece sorunu ötelersiniz. Sorun orada durmaya devam edecektir…